tunalı hilmi caddesi... akşam saatleri... trafik ağır ağır akıyor... siyah bir mercedes o trafikte ilerliyor. direksiyon'da yeni türkiyenin fotoğrafı var. türbanlı bir kadın sakince otomobili kullanıyor. kaldırımdakiler şaşkın şaşkın izliyor. adeta bir otomobil reklamında güzel otomobile büyülenmişcesine bakan figüranlar gibi ankaralılar.
ama otomobil değil önemli olan... içindekiler.
türbanlı kadın hayrünnisa gül, yanındaki bıyıklı bey de cumhurbaşkanı abdullah gül.
korumasız eskortsuz ilerliyorlar.
kaçamak gibi sanki...
ama kalabalığın içine saklanmak ister gibiler.
tunalı esnafı şaşkınlıkla el sallıyor direksiyondaki first lady'e ve yanındaki cumhurbaşkanına esat caddesi kavşağına kadar süzülüyor siyah mercedes.
haber bu...
ama materyal yok. görüntü yok fotoğraf yok.
ve haberci yanım hayıflanıyor. tek bir kare fotoğraf 10 saniyelik bir görüntü olsa keşke. ama yok işte.
sadece bolca tanık var.
onlar için ilginç bir hatıra.
kimileri kızmıştı atatürk'ü çankaya köşkünde yapayalnız gösteren "mustafa" filminin yönetmenine.
ama köşkün sakinlerinin kaderi bu sanki. izole edilmişlik...
"devletin zirvesi" tamlaması aslında yalnızlık ve üşümeyi çağrıştırıyor sanki.
aklıma bir soru geliyor. daha doğrusu küçüklüğüme ilişkin bir anı.
cumhurbaşkanı turgut özal. makam aracının direksiyonuna geçiyor. yanında da semra hanım. gaza basıyor. sonra da dönüyor karısına "semra tak bir kaset de neşemizi bulalım" diyor.
acaba arabayı kullanan dj'liği co-pilota'a devrediyorsa hayrünnisa gül eşine "abdullah tak bir cd de neşemizi bulalım" dedi mi??
Bir Sürücünün İtirafları
11 yıl önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder